CHPli Erdoğan Toprak: Yaşanacak ikinci dalga yıkım, turizm sektörünü tümüyle bitirecek

CHPli Erdoğan Toprak, koronavirüs vakalarındaki artışın ve yeni dalganın turizm sektörüne etkisini değerlendirdi.

Reklam
Reklam

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Genel Koordinatör Erdoğan Toprak, “Kademeli erken normalleşme kararıyla patlama yapan Covid-19, ülke çapında sorunları büyütürken Turizm Sektörü iflasın eşiğine dayandı.

Türkiye’nin en önemli döviz geliri kaynaklarından birisi olan Turizm, iktidarın yanlış uygulamaları, kararları ve ekonomi politikalarından en olumsuz etkilenen sektörlerin başında yer alıyor. Geçen yılın ardından bu yıl yaşanacak ikinci dalga yıkım, turizm sektörünü tümüyle bitirecek!” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, yaptığı açıklamada şunlara değindi:

Yeni turizm sezonuna hazırlanan turistik tesisler, işletmeler, tur operatörleri öncelikle kısa çalışma ödeneğinin 31 Mart’ta uygulamadan kaldırılmasıyla istihdam edecekleri personel açısından büyük darboğaza girdi.

TURİZM SEKTÖRÜNÜ BATMANIN EŞİĞİNE GETİRDİ

Ardından iktidarın salgını ve aşılama programını yönetememesinin sonucunda ciddi turist beklenen ülkelerden Almanya’nın, hızlanan vaka ve vefat artışları üzerine Türkiye’yi en riskli ülke tasnifine alması ve vatandaşlarına çok zorunlu olmadıkça Türkiye’ye gitmemeleri uyarısını duyurması, turizm sektörünü batmanın eşiğine getirdi.

Rusya, Türkiye’ye dönük charter, kargo ve yolcu uçaklarına kısıtlama getirdi, Türkiye’ye uçulacak hava alanı sayısını azalttı. Bu yolla Rusya hükümeti, resmi seyahat yasağı ilan etmek yerine, vatandaşlarını tatillerini Türkiye’de geçirmekten vazgeçmeye zorlama, yoluna gidiyor.

Salgının boyutları bu şekilde artmaya devam ettiği takdirde Rusya’nın da Almanya’nın yolundan gitmesi, beklenendir! Şaşırtıcı olmaz.

SEKTÖR KURULUŞLARI BÜYÜK HÜSRAN YAŞADIKLARINI DİLE GETİRİYOR

Halen 2020 yılındaki ağır enkazın altından kalkmaya çalışan Turizm sektöründe geçen yıl ertelenen kredilerin ödeme vadeleri devreye girerken, aylardır kapalı olan işletmeler ve tesisler henüz hiçbir şey kazanamadan borç ve faiz ödeme zorunluluğuyla karşı karşıya. Tüm umutlarını bu sezona bağlayan sektör temsilcileri ve sektör kuruluşları büyük hüsran yaşadıklarını dile getiriyor.

İŞKUR verilerine göre şubat ayında 1 milyon 296 bin kişi kısa çalışma ödeneği aldı. Kısa çalışma ödeneğinden en çok yararlanan sektör turizm sektörü oldu. Sektördeki 1,2 milyon çalışanın yüzde 70’e yakını kısa çalışma ödeneğinden yararlanarak işyerleriyle bağını sürdürüyordu.

İKTİDAR SEKTÖRÜN SORUNLARINA DUYARSIZ

Turizm sektörüne doğrudan hiçbir nakdi destek yapılmadığını dile getiren sektör kuruluşları, sezonun başlatılması planlanan Nisan ayında ve Ramazan ayında kısıtlama ve yasakların genişletileceğinin anlaşıldığını, buna ilave olarak kısa çalışma ödeneğinin de sonlandırıldığı ve sezona hazırlanırken işletmelerin işçi çıkartmak ya da çalışanını ücretsiz izne göndermek dışında seçeneksiz bırakıldığını dile getiriyorlar. Mart’ta salgının patlama yapmasıyla rezervasyonların yerini iptallere bıraktığı belirtilirken, Rusya-Ukrayna gerilimi, Avrupa’nın yeniden kapanma sürecine girmesi ve Türkiye’ye dönük seyahat uyarılarının başlamasının turizmde tüm beklentileri ve umutları tükettiği, iyimserlik tablosunu tersine çevirdiği kaydediliyor. Sektörün nitelikli, yetişmiş elemanlarını kaybetmemesi için kısa çalışma ödeneğinin en az 2 ay daha uzatılmasının elzem olduğunu savunan turizm sektörü dernek ve kuruluşlarından Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB), Turizmde maliyetlerin yüzde 40’ının personel giderleri ve kalifiye eleman olduğunu gündeme getiriyor. Kısa çalışma ödeneği desteği kesilince çalışanların işten çıkarılması sonucunun ortaya çıktığını, iktidarın sektörün sorunlarına duyarsız kaldığını, vurguluyor. TBMM’ye sevk edilen Turizm, Teşvik Kanunu’nda sektörün görüşleri alınmaksızın emrivaki ile Cumhurbaşkanlığında dar bir kadronun, danışmanların hazırladığı düzenlemelerle adeta sektör yok sayılıyor. Sektörde bu kadar işsiz eleman varken getirilmek istenen turizm işletmelerinde yabancı eleman çalıştırma serbestisi komisyonda milletvekillerimizin haklı uyarıları ve gerekçeleri, iktidar temsilcilerince de kabul edilerek metinden çıkartıldı. Aynı şekilde turizm işletmelerine, tatil köylerine müşterilerinin taşıma ve havaalanı transfer işlemlerini kendi araçlarıyla yapma olanağının getirilmesi, bu sektörde hizmet veren binlerce taşıma, ulaşım, servis, tur şirketinin kapanması anlamına geldiğini komisyondaki uyarılar ve sektörden gelen açıklamalar sonrasında fark ederek metinden çıkarttılar.

 

KALAN TESİSLER YÜKSELEN DÖVİZ KURLARI KARŞISINDA SUDAN UCUZ FİYATLARLA YABANCI TURİZMCİLERE SATILACAK!

İktidarın ihracattan sonra ülkemizin en çok döviz kazandıran turizm sektörünün sıkıntılarına, sorunlarına böylesine duyarsız ve uzak olması kabul edilebilir değil. Geçen yıl salgın nedeniyle ağır kayıplara uğrayan turizm sektöründe yüzlerce yerli işletme, tesis, tatil köyü ayakta kalamayarak yabancı tur şirketleri, operatörler, uluslararası tatil köyü zincirleri tarafından ucuz fiyata satın alındı, el değiştirdi.

Şimdi ikinci dalga çöküşle birlikte kalan tesisler de ayakta kalamayacak. İflas edecek, borçlarından ötürü haczedilecek ya da yükselen döviz kurları karşısında sudan ucuz fiyatlarla yabancı turizmcilere satılacak!

Bu gidişle yerli-milli turizm sektörü ve tesisi kalmayacak. İleride salgın atlatıldıktan sonra, turizmden gelecek kazançlar da bu tesisleri satın alan yabancı turizm şirketleri tarafından kendi ülkelerine transfer edilecek.

İvedilikle turizm sektörü temsilcileri, örgütleri ve kurumlarıyla bir araya gelinerek sorunlarının dinlenmesi, çözüm önerilerinin ciddiye alınması ve sektöre dönük bir acil eylem-destek programının hazırlanarak uygulamaya konulması elzemdir. Kısa çalışma ödeneği tekrar başlatılmalıdır. Türkiye turizminin ve turizm sektörünün çöküşü durdurulmalı, yüzlerce yan sektörü besleyen, ayakta tutan bu sektöre sahip çıkılmalıdır.